top of page

Sanattan Kaçan Ruh: Varoluşunu Reddeden İnsanın Estetik İntiharı ve Sanat

  • 7 Ağu
  • 2 dakikada okunur

Güncelleme tarihi: 27 Ağu


Varoluşunu Reddeden İnsan


İnsan, düşünebilen tek canlı olarak “neden varım?” sorusunu soran yegâne varlıktır. Ve ironik biçimde, bu sorunun cevabını en çok sanatta aramış, fakat bir o kadar da sanattan uzaklaşmıştır.

Sanat, insanın iç dünyasının dışa vurumuysa, bu kaçış bir tür kendinden kaçıştır.Peki neden?

Sanattan Kaçan Ruh: Varoluşunu Reddeden İnsanın Estetik İntiharı ve Sanat”




Modern insan, doğduğu andan itibaren bir anlamsızlık atmosferi içine düşer. Bu dünyaya neden geldiğini, nereye gideceğini bilemeden büyür. Kapitalist toplum yapısı, üretim-tüketim zincirinde bireyin ruhunu öğütür. Duygu değil, performans; estetik değil, işlev öne çıkar.

Sanat ise anlam arayışının en eski dilidir. Mağara duvarlarına çizilen ilkel figürlerden günümüz dijital sanatına kadar... İnsan hep “ben buradaydım” demek için çizmiş, yazmış, oynamış, söylemiştir. Ama şimdi?

Şimdi insan, kendi yaptığı sanatın karşısında sessiz.Sanki varoluşunu estetikle değil, kaçışla tanımlamakta ısrarcı.

Sanat Psikolojisi: Kaçtığımız Yerde Sanat Bizi Bekler

Sanat sadece bir üretim biçimi değildir; o, aynı zamanda bir terapi alanıdır.Freud’un “bilinçdışı” kavramı, Jung’un “arketipleri”, Moreno’nun psikodraması, hepsi sanatla psikolojinin ne kadar iç içe olduğunu gösterir.

  • Resim terapisi, bilinçaltının renklerle dışa vurumudur.

  • Müzik terapisi, bastırılmış duyguların notalarla serbest kalışıdır.

  • Drama terapisi, kendi rollerimizle yüzleşme alanıdır.

Ve belki de bu yüzden insan, sanattan uzaklaştıkça sadece estetik değil, psikolojik bütünlüğünü de kaybeder. Çünkü sanat, insanın iç parçalarını bir araya getiren duyusal bir yapıştırıcıdır.



Sanat, insanın aynasıdır. Ama bu ayna her zaman güzellik göstermez.Bazen travmayı, bastırılanı, korkuyu, eksikliği gösterir.Ve bu yüzden bazıları için sanat rahatsız edici hale gelir.

  • Kimileri için şiir, acının itirafıdır.

  • Kimileri için resim, çocukluk travmasının kanıtı.

  • Kimileri için dans, bastırılmış cinselliğin açığa çıkışıdır.

Birey, aynaya bakmak istemezse, sanatı da görmek istemez.Kendini reddeden, sanatını da reddeder.


Bugünün dünyasında sanata uzak olmak; bir dekorasyona, bir tüketim nesnesine indirgemek...Bu, ruhun yavaş ama estetik olmayan bir ölümüdür.Sanatla bağ kurmayan insan, kendini tamamlayamaz.Çünkü sanat, sadece üretmek değil; var olmak, hatta var kalmaktır.


Eğer kendinizi zaman zaman anlamsızlığın ortasında kaybolmuş hissediyorsanız, belki de bir şey çizmenin, bir şey çalmaya çalışmanın, bir sahnede rol yapmanın ya da sadece bir şiiri yüksek sesle okumanın zamanı gelmiştir.

Çünkü insan, sadece nefes alarak değil, anlam üreterek yaşar.

 
 
 

Yorumlar


zeki oguzhan yilmaz tiyatro egitmeni ve oyunculuk uzmanı
bottom of page